Yazılar

19 Eylül 2013 Perşembe

Gölge Etme Başka İhsan İstemeyiz Sayın Başkan

Geçenlerde ailemin evinde uzun zamandır aklımdan çıkan, çocukluk zamanlarında bizzat hazırladığım Trabzonspor dergilerine ulaştım..

1989 yılından itibaren Trabzonspor’a ve futbola duyduğum tutku amatörce gazete küpürleri,kendi el yazım/ çizimlerle süslemeye çalıştığım dergileri hazırlamama vesile olmuştu.Ta ki 1996 Mayıs ayına kadar.

Herhalde şampiyonluk kutlaması yaşayamayan en yaşlı nesilden sayılırım.84-85 sezonunun önemini kavrayamayacak kadar küçüktüm.

1996 Mayıs ayında o sezonun önemini kavrayacak yaştaydım. Vanspor’un Avni Aker’deki tarihi(!) mücadelesini ve son maçta hem de kendi evindeki rehaveti(!)ni kavrayacak kadar ilgiliydim futbol dünyasıyla…

Teknolojinin savcılara 2011 de olduğu kadar imkan vermediği yıllardı…
Nitekim ve elbette bunun farkında olan,sargı bantlarından bile gözler önünde nemalanacak hatta gurur(!)la itiraf edecek kulüp yöneticileri de mevcut(tu)...

Bir çok Trabzonsporlu gibi küstük futbola…Hatta kulübün haklarını siyasete karşı savunamadığını söyleyip istifa etme cesaretini gösteren yürekli bir başkan,Özkan Sümer’le birlikte heyecanlanabildik tekrar futbola…

Futboldan soğutan Van ya da Şampiyonluğun kaçması değildi..

1989-96 yılları arasında biriken hayal kırıklıklarının birikmişliğinin zirvesine gelmiştik..

Cumhuriyet tarihinde belki de siyasetin havasının en kirli olduğu bir dönemde,nefes alabileceğimizi düşündüğümüz futbolun,siyasete meze olduğunu anlamamızın tahribat yarattığı çocukluk hayallerimizle birlikte,masumiyetimizi de yanında götürmesine izin veremezdik.

Trabzonspor Başkanı Sayın İbrahim Hacıosmanoğlu;

1989’dan 2013’e olan süreci anlamaya çalıştığınız gün iktidar partisinin(ya da herhangi bir partinin) mitinglerine bir Trabzonspor Başkanı olarak katılmanın ne kadar büyük bir tahribat yol açtığını siz de anlayabilirsiniz.

Yıllardır hakkımızı siyaset destekli gasp eden endüstriyelleşmiş futbolun kirli tezgahını ilk defa ortaya çıkarabilen Adalet,siyasete kulüp başkanı sıfatıyla gösterilen lüzumsuz yaranma ile tecelli etmez.

Başbakanın Fenerbahçe camiasının “cemaat” stratejisinden evhamlanarak, camianın oy potansiyelini adaletin önünde gördüğü yeterince anlaşılamadı mı atadığı TFF ve sahaya yansımayan şikesiyle?

Yani siyaset senden hep aldı…20 milyon taraftarın ve finansal/endüstriyel cazibe merkezi şehrin olmadıkça da hep alacak…Sen ise savaşacaksın hakkın için..Senin yani Trabzonspor’un ruhu işte tam olarak budur!

Siz, akrabalarınızın baş örtüsü adaleti için destek verdiğiniz ancak futbolda adaletin önünde duran Müslüman iktidar partisinin liderine atkı takıp sevimli gözükmeye çalışırken, Hristiyan(!) İsviçre’deki bağımsız futbol mahkemeleri adaleti tescil etmekle meşgul idi. Nitekim tescil ettiler de…

Bizim mücadelemiz kupa ya da şampiyonluk mücadelesi değil sayın Başkan… Bizim mücadelemiz müzedeki kupa sayısından çok onların masumiyeti ve az ama öz anlamı…

2010-11 Şampiyonluğumuz,her şeyden önce Trabzonsporumuz mitinglere meze, iftira arayan ağızlara sakız olsun diye başkan seçilmediniz..

Sizden beklenen bir önceki yönetimin eksik de olsa yaptıklarının üstüne katarak tüm mercilerde yasal haklarımızın aranmasıydı..

Beklentilerimizi artık minimize ettik;endişe ile izliyoruz..Yani gölge etme başka ihsan istemeyiz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder