Yazılar

24 Mayıs 2013 Cuma

1996 yılı Mayıs ayı..Mayısın kelime anlamının afedersiniz "b.k" olduğunu bilmediğim günlerdi..Hevesimiz,egomuz,ukalalığımız,"hırtlığımız", memleketinin takımı bile olmayan İstanbul takımlarının taraftarlarının sıkça yaşadığı sevinci sadece bir kere de olsun yaşayabilme duygusundan başka bir şey değildi..Amacımız karşı tarafı incitmek değil;sadece onların sıkça yaşadığını bir kez olsun biz de yaşayalımdı belki..

Uzun süre bizim gibi futbol tutkunlarını bile futboldan soğutacak bir dönemdi..

Hevesi kursağında kalmış 17 yaşındaki bir gencin,17 saatlik geriye dönüş yolculuğunda yaşadıkları,17 yıllık yaşamın tecrübelerinden çok daha ağırdı..

Taşıyamadım..

Cem "pop"illi dönemine göz ucuyla baktım..

2010-11'e göz yaşlarıyla uğurladım..

2010-11'in mağdurunun tecavüze uğramış bu kadrosundan kupa finalinden çok şey beklemeden son anda karar verdim izlemeye..

İstanbul önce trafiğiyle dostlarla seyahat etmek yerine tek başıma Ankara'ya gitmeme vesile oldu..

Aklımda hep eşim,suçluluk duygusu çelişkisiyle bastım gaza..

Endüstriyel futbolun şımarık çocuklarına dağılmış kadromuzla "olduğu kadar" direnebildik.

Tahmin etmiyor muydum? Evet..

Ama mağlup bitirilen maç sonu sadece şu tezahurati avazın çıktığı kadar bağırmak için bile gidilirdi o atmosferi görmeye..Haydi Hep Beraber;

"SEN ŞAMPİYON OLMASAN DA
KUPALARI ALMASAN DA
.....
SEVİYORUZ İŞTE VAR MI DİYECEĞİN"

Sonra uykusuz geriye dönüş..

Ölüme göz kırparken geldi Görele'den acı haber..

Kardeşlerimiz ölmedi..Sadece bu yalan dünyadan başka bir dünyaya frekans değiştirdi..

Biz kalanların varlık sebebi, bu dünya yalan da olsa,bildiği doğruları haykırmak olmalı..

Göyaşları ya da tezahuratlarla,sağır da olsa karşıdaki haykırman lazım yüreğini..

TRABZONSPORLUYUZ!