Yazılar

26 Şubat 2013 Salı

Deneme tahtası doldu;Yine de kazanırken bile kaybediyoruz



2000 yılında Mehmet Ali Yılmaz’ın yıkıma uğrattığı Trabzonspor, o yıl bile düşme korkusunu lig tamamlandıktan sonraki puan tablosuna bakarak, geriye dönük yorumladı.

Bugün ise durum farklı.Bugün herkes maçtan önce,maç sırasında ve sonunda hep aynı tedirgin ruh halini taşıdı.Ya tekrar puan kaybedersek?

Trabzonspor bir kaç maçlık seri ile kendini ilk 5te de bulabilir ,küme düşme potasında da..

Kadro kalitesine(!) de güvenemiyoruz artık. Keza düşme potasında oynayan takımların kadrosu da normalde belki de bir 10 yıl önce şampiyonluğa oynayacak kalitede.

Şunu acilen kabul etmeliyiz. Süper ligde oynayan bütün takımlar taktik disiplin olarak çok aşama kaydetti. Üstelik yetenekli futbolcular da serpiştirmeye başladılar;savaşan oyuncuların yanına.

Bununla birlikte,hakemlerin ısrarla sert futbola göz yumması, Trabzonspor gibi savaşma özelliğinden çok, yetenekli kadro yapısında olan takımlar için maçları cehenneme çevirebiliyor.

Küçük bir detay olsa bile Trabzonspor’un sene başından beri kadro istikrarı yakalayamasının ana faktörlerinden biri, Süper Ligdeki aşırı sert futbol.

Dün yine başka bir fantezi ile yola çıktık. Sağ bek Abdullah Karmil, stoperde Celustka.. Herkes TFFnin(!) yayıncı kuruluşunun alışıla gelmiş hatalarından birini tekrarladığını düşünse de, saha dizilişi ekranlara yansıtıldığı gibiydi.

İlk yarı kritik kademe hataları ve hücuma çıkıştaki yetersizliğiyle o mevkide uzun soluklu olamayacağının sinyalini verdi Karmil.

Sosyal Medyada alışkanlık haline gelen „klavye elimin altında ise herkese her türlü giydiririm“ anlayışına bir cevap daha verdi Mustafa Yumlu dünkü futboluyla. Maçın açık ara en iyisiydi.

Serkan ve Abdullahlı sağ kanat hücumda doğal olarak hiç etkili olamasa da, Serkanın sağ iç gibi oynaması hem Zokora hemde göbekte oynayan oyuncuları bir nebze rahatlattı.

Burada kritik olan, eğer ortasaha kurgusu bu düzende olacak ise, Olcan'ın savruk görüntüsünün bu kurguya hücum zenginliği açısından zarar verdiği düşüncesindeyim.

Zaten takımın Santraforlardan aldığı verim ortada iken, hücumda zenginlik yaratmak için bu formdaki Olcan’dan vazgeçmek zorunda kalabilir Tolunay hoca.Burada alternatif, kişiden çok, ortasaha kurgusu değiştirilerek bulunabilir; her ne kadar deneme tahtasında yazacak yer kalmasa da..

Özetle,olumsuz bir futbol oynadı Trabzonspor. Bunda Mersin’in olağanüstü savaşmasının da etkisi var elbet.

Henrique golde kilitten çok, açık unutulan kapıdan girercesine ve üst düzey bir vuruşla, Trabzonspor’un istediğini almasını sağladı.

Santraforlar arasında açık ara en yetenekli oyuncumuzun özgüvenini bir nebze toparlaması açısından önemliydi..

Son olarak; sebebi ne olursa olsun Soner ve Emre gibi genç yeteneklerin kulübeye bile layık görülmeyişleri, bir kez daha gelecek adına Trabzonspor’un hala daha cepten yediğini gösteriyor..

Kazanırken bile kaybettiğimiz bu yıl, 3 Temmuz sürecinin TFF aracılığıyla Trabzonspor’a bulaşan bir laneti gibi..Bu yükün altından kalkacak güce sahibiz..Sadece bu güce sahip olduğumuzu hatırlayalım.