Yazılar

17 Aralık 2012 Pazartesi

Vakfıkebir ekmeği üzerindeki taze tereyağ

(İlk yazımın hatrına Genel bir Giriş)
İBB – Trabzonspor Spor Toto 16.hafta lig maçı saat 13:30 (!) 16.12.2012
Merhaba Karadeniz Fırtınası’nın,Bordo Mavi renklerin,Güce tapınmanın değilde gücü kendi kaynaklarından çıkartmanın uğrunda savaş vermenin ne demek olduğunu bilen,o ifade edilmesi mümkün olmayan duyguların insanları; kısaca Trabzonsporlular !

Çoğumuzun akılda en kalıcı olması itibariyle bildiğimiz şike operasyonun başlangıcı olan 3 Temmuz tarihinden ziyade Trabzonspor’un kan kaybetmeye başladığı tarih 22.05.2011 akşamıdır bence.

2010-11 Kadrosunun en iyi 5 futbolcusu Selçuk İnan,Jaja,Umut Bulut,Egemen Korkmaz ve Engin Baytar, Sivasspor-Fenerbahçe maçı bitiş düdüğüyle birlikte görünürde farklı gözüken ancak temelde 80ler neslinin kronik hastalığı sabırsızlık,duruşsuzluk,yılgınlık,viyonsuzluk yada benzeri herhangi bir kelimeyle ifade edilebilecek ortak nedenden dolayı kafalarından Trabzonspor’u sildiler..

3 Temmuz Fenerbahçe’ye hiçbirşey kaybettirmediği gibi sözde “Fenerbahçe’nin cemaat tarafından ele geçirilme” palavrasıyla daha çok kenetlenmelerine neden oldu..1.Dünya savaşında Vahdettin'in damadının ve İstanbul’u  İngilizlere bizzat teslim eden Salih Paşa’nın başkan olduğu,İngiliz savaş gemisi tayfası ile yapılan ve ingiliz futbolcularının isimlerinin gemi isimleriyle uydurulduğu “dostluk” maçı (her ne kadar İngiliz askerleriyle "dostluk maçı" yapma kahramanlık destanı gibi lanse edilse de) yapan bir takım;günümüzde devam eden Ergenekon/Balyoz gibi davalardan esinlenilip Atatürk’ün değeri oluverdi tüccar Aziz Yıldırım başkanlarının talimatıyla..

Şampiyonlar ligine Fenerbahçe’nin şike yaptığı gerekçesiyle Trabzonspor’un davet edilmesi ilk bakışta Trabzonspor için kazanç gözükse de bu lig için yapılan acele transferler ve giden önemli futbolcuların yerini intikam alırcasına yüksek maliyetli futbolcularla doldurmanın uzun vadede sancısını saat 13:30 (!) daki bu maçta bir kez daha hissedilmesinin canlı tanığı olduk.

Bu transfer politikasından dolayı çoğumuz yönetimi ve Şenol hoca’yı eleştirebilir ancak unutulmamalıdır ki yeryüzündeki en güçlü takımın bile oturmuş kadrosundan 5 kilit adamı çıkarttığınızda toparlanması yılları bulur.
Ne kadar çabuk toparlanacağı kendine koyacağı uzun vade hedeflerle paraleldir aslında ki ne yazık ki Trabzonspor yönetimi elinde olmayan şartlar gereği bu planlamayı yaparken bocaladı.

Maç Analizi

En gencinden tecrübelisine oyunculardaki ortak sorunun özgüven olduğunu farketmemek için sahaya değil de tribündeki taraftarın coşkusuna bakıyor olmak lazım.Takım Alanzinho’nun oyun kuruculuğunda hücuma kalkarken öndeki 4 lü Adrian,Olcan(her ne kadar bu 4lüdeki en canlı isim olarak gözükse bile),Yasin ve Henrique’nin rakip defans oyuncularını adeta markaj edercesine ideal pozisyonlarında sabit bekleyip dikkat çekmemeye çalışmaları oyun zekalarının düşüklüğünden çok özgüven eksikliği ve hata yapma korkusundan kaynaklı sorumluluk alma endişesiyle paralel olduğunu düşünüyorum..Hücumdaki bu kısır döngü Alanzinho'nun yaratıcı performansı ve İBB'nin bir kaç pozisyondaki yerleşim hatasından dolayı açılıyor gibi gözükse de oldukça verimsiz olarak maç sonuna kadar devam etti.

Şenol Hoca’nın elindeki mevcut oyuncuların form durumu ve kadro yapısına göre hücumdaki zenginliği hücuma dönük oyuncuların fazlalığıyla arttırma düşüncesi doğal olarak defansif anlamda da takımı olumsuz etkilediği bu maçta bir kez daha ortaya çıktı.
Rakip ortasaha futbolcularının Zokora’yla birlikte Trabzonspor’un geri beşlisiyle sürekli yüz yüze kalmaları, doğal olarak anlık konsantrasyon bozukluğuyla birlikte bireysel hataları ve akabinde peş peşe yenilen amatör golleri beraberinde getirdi..
Skoru çevirmek için yapılan hamlelerden Volkan etkili gibi gözükse de özellikle Alanzinho çıktıktan sonra tecrübeli İBB hem bireysel hem takım savunmasıyla çevirdikleri maçın verdiği azimle maçı bırakmadı.

Taraftara gelince;Her ne kadar aksi iddia edilse de 22 Mayıs süreci (nam-ı diğer 3 temmuz) Trabzonspor taraftarının yaratıcılığını arttırdı.Zaman zaman gruplar arasındaki kavgalar bu sürecin stresi ve herkesin en iyiyi öncü olarak yapma egosundan kaynaklanıyor diye düşünüyorum..
Olimpiyat stadyumunun daimi üyeleri olarak çalıştığım kurumdaki Trabzonsporlular olarak maçı Batı tribününden izlemekle ne kadar isabetli bir karar aldığımızı 34.ve 61.dakikalardaki tüyleri diken diken eden gösteriler ile anlamış olduk.. Ayrıca “2010-11 Şampiyonu Trabzonspor”,”Adalet sadece parti isiminden ibaret değildir ,”Adalet Hırsızları Kalkındırmaz” pankartları “Vakfıkebir ekmeği üzerindeki taze tereyağ” gibiydi..

Kötü olan (ve ne yazık ki spontan kötülükten çok kronik kötülüğe benziyordu); saha sonuçları ne olursa olsun sonuna kadar destek vermemiz gereken Sadri Başkan’ı istifaya çağıran malum gruba serzenişte bulunan bayan arkadaşımıza linç girişimi, çocuğunun yanında bu serzenişe destek veren bir babaya saldırmayla emeline ulaşmış öğrendiğimiz kadarıyla.Bu topluluk küfür etmekten haz alan(Fenerbahçe’ye dahi olsa);Trabzonspor’un sembolünün daha ne olduğunu çözemeyen, kafası karışık önemli bir kalabalığa sahip bir grup olarak Trabzonspor’un imajını ciddi anlamda tehdit ediyor.Ne olursa olsun sosyal medyada atışmak bir kenara bırakılıp sorunlar yüzyüze çözülme yöntemine gidilmesi, kronikleşebilecek ve çözümsüzleşebilecek sorunlara önlem olur şüphesiz ki.Ve Tabi ki o babadan ve çocuğundan onları rencide etmeden gönüllerini almanın yolları aranmalı ve o insan görünümlülerin cezalarını çekmeleri sağlanmalıdır.

Çözüm Önerisi

Özetle;Hücumu fazla hücumcu ile zenginleştirmeye çalışırken özgüvensizlik nedeniyle bu sağlanamadığı gibi ;hücuma dönük oyuncuların özellikle kanat beklerine yardım etmemesi defansif olarak da takımın bir sorununu daha ortaya çıkardı..

Bence bu oyun kalitesi oyuncuların form durumuna göre sürekli değişmeleriyle arttırılamayacağından dolayı;sezon, sistemin biraz değişmesiyle minimum zararla atlatılabilir gibi..Bu da Serkan Balcı’nın ortasaha sağ içe kaydırılmasıyla takım direncinin arttırılması oyunun her iki yönünü tamir etme açısından önemli bir başlangıç olur diye düşünüyorum.Böylelikle hem defansif olarak ortasaha bir nebze topralanabileceği gibi hemde Serkan’ın şok hücum presleriyle kaptığı toplarla ofansif anlamda da takımın karşı takımı ters yakalaması sağlanabilir.Elbetteki Serkan diğer kanat oyuncuları kadar yaratıcı değil ancak diğer kanat oyuncularının yaratıcılık anlamında takıma şu ana kadar katabildikleri ortada..Bu hem Serkan’ın son 2 yıldır konsantrasyon bozukluğu nedeniyle sağbekteki kademe hatalarından takımı kurtarır, hemde Zeki Yavru ve Celustka gibi başarıya aç genç beklerin maç tecrübesiyle birlikte takım iskeletinin kurulmasına uzun vadede katkı yapabilir.

Kanat oyuncularımızdan Yasin’in güç,Olcan’ın konstantrasyon ve özgüven,Volkan’ın doğuştan fark yaratan özelliklerine rağmen modern futbola ayak uyduramaması ve aynı zamanda tüm bu oyuncuların dengesiz performansları nedeniyle sadece birini tercih etmek daha doğru olur gibi gözüküyor geldiğimiz aşamada.

İleri uçta Janko,Halil,Vittek birbirine benzer pivot santrafor özellikleri nedeniyle beraber oynamaları Hakan-Saffet nostaljisi yaşatabilir.Henrique bu 3’lüden en yaratıcı oyuncu gibi gözüksede devamlı oynayamamasından kaynaklı olsa gerek top ayağına geldiğinde endişelenmesi büyük hedefleri olan bir takıma hem hücum hem de defansif anlamda zarar veriyor.Yine de yaşı ve yetenekleri itibariyle kiralık yada devamlı oynatılarak kazanılmaya çalışılabilir.

Herşeye rağmen ofansif zenginliğin çözümünü sadece golcüye bağlamak bizi bu 4 santraforun yanına benzer kalitede ve hatada bir transfere daha sürükleyebilir.
Tabiri caizse “ısıran” ve aynı zamanda aklı başında bir ortasaha kurgusu olmadan Radamel Falcao bile Trabzonspor’un hücum sorununu çözemez diye düşünüyorum.Bu yüzden devre arasında 1461’den Yusuf ve Göksu ile sağ ve sol kanatı olabilecek en ekonomik ve efektif olarak güçlendirip;şahsen ne pahasına olursa olsun 3 senedir alınmasını umduğum Alper Potuk ile hem bu sezonki  iddia sürdürülebilir hem de 2013-14 sezonuna ufak rötuşlarla şampiyonluğun en iddialı takımlarından birine sahip olarak başlarız.En azından eldeki yüksek maaşlı ve katkısı olmayan oyunculardan kurtulmuş olup, başarıya aç bir kadro ve ekonomik olarak daha sağlıklı bir kulüp yapısı edinmiş oluruz.

Bu ilk olmasından mütevellit(!) çok uzun yazımı okumaya sabrettiğiniz için teşekkür ederim.

Barış Gümüş

Bugünün ritüeli
Son olarak Ahmet Sarıalioğlu ile (@sarialioglu61) ile bir klasik haline gelen molalardaki ilk 11 ritüelini tekrarlayarak yazıma son vermek istiyorum..
Bence bu sene oyuncuların form durumuna göre ve birazda geleceği düşünerek ısrar edilmesi gereken 11 ve düzen :
Onur(Tolga)
Celustka(Zeki) Giray(Mustafa)  Bamba Emerson(Celustka)
                                 Zokora 
                Serkan  Soner(Colman)                 Volkan(çift kanat)
                                Alanzinho(Adrian)
       Emre(Janko)
Devre Arası Transfer tavsiyemiz -> Yusuf,Göksu,Ofoedu (1461 Trabzon),Alper (Eskişehirspor)