Emek hırsızlarının UEFA’yla hüzün, CAS ile sevinç göz yaşları, Yargıtay Başsavcısının talimatıyla “timsah” gözyaşlarına dönüştü.Çok kısaca CAS süreci için sosyal medyadaki “CASmayın” yorumu gayet yeterli bu aşama için.
İstanbul merkezli kamuoyunun manipülasyonuyla olsa gerek; 16.ACM tarafından ceza alan oyuncu,yönetici ve teknik adamların hiçbir şey olmamış gibi görevlerine devam etmesinin anormalliğinin normalleştirilmesine değil de, 3 Temmuz günü az çok tahmin edebildiğimiz sürecin kaçınılmaz sonucu olan UEFA ve Yargıtay’a “haberimiz yokmuş gibi karar ver panpa” tepkisine “insan gerçekten hayret ediyor” …
Süreç tıpkı 3 Temmuzda biat kanserine bulaşmamış zihinlerin tahmin ettiği gibi gelişiyor..Bu şekilde de sonuçlanacak..Sadece yurtiçinde siyasal nedenlerden ötürü Fenerbahçe camiasına ne derece adil davranılacağı buradaki tek soru işareti..Nitekim UEFA kararı sonrası apar topar Yıldırım Demirören ve Suat Kılıç buluşması ve “UEFA’da kim oluyor” tarzı basın açıklaması bazen insanların gerçekten kötüyü bile bile tercih edebileceklerinin güzel bir örneklemesi olsa gerek..
İç İşlerimize dönecek olursak; normalde bu aylarda takımlar sadece hazırlık kampı ve transferle gündeme gelirler..Trabzonspor’da bunlara ek olarak şike süreci,Avrupa Ligi ve Başkan/yönetim merkezli vakalarla bir hayli meşgul..
Derry City ilk maçında, sezonunda ilk resmi maçının verdiği heyecanla istekli bir görünümümüz vardı.
Ancak bu istekli görünüm, sezonun başlangıcı olsa da zayıf rakip karşısında “takım” görüntüsüne dönüşmedi.
Bundaki en önemli etkenin, Gustavo Colman’ın pozisyonunu sürekli kaybetmesi ve Adrian’ın saman alevi futbolu sevdası nedeniyle orta saha merkezi yani oyunu ele geçirememizden kaynaklı olduğunu düşünüyorum.
Daha çok geçen senenin kadrosu görünümü, Mustafa Reşit hocamızın bu maçlar için daha tecrübeli oyuncuları seçmiş olabileceğini düşündürüyor.
Özellikle Yusuf ve Abdulkadir’in bu yıl ilk 11’e adaptasyonunun geleceğimiz için oldukça önemli olduğunu mutlaka hesaplıyordur hocamız..
Transferler gelirsek… Mali krizden bahsettiğimiz bir dönemde Malouda transferi herkesi şaşırttı.. Akabinde Barrios ve Bosingwa söylentileri şaşkınlığımıza şaşkınlık kattı…Keza Aykut Demir için ödenen bonservis ücreti en azından bu dönem için hiçte küçümsenmeyecek bir rakam…Aykut’un mevcut performansının Mustafa ve Giray’dan pek farklı olmadığını düşünürsek bu bölgeye İngilizlerin “ball playing defender” dedikleri ayağını iyi kullanan bir defans oyuncusu elzem gibi gözüküyor..
Tolga’nın gönderilmesi/gitmesi kale yönünden zengin olduğumuz bir dönemde mantıklı ancak gönderiliş sürecinde yönetim kanadından söylenen sözlerdeki tutarsızlık gelecek için umarız ders olur..Özellikle resmi siteden yapılan açıklama bir skandal…
Özellikle son dönemdeki söylemlerdeki feveranlık/tutarsızlıklar ve altyapı revizasyonundaki vefasızlıklar Trabzonspor ruhuna şık durmuyor.
Sn.Muharrem Usta’nın yönetime olan desteği ve Sayın Başkanla beraber verdikleri birliktelik pozu sevindirici gelişmelerden..
Bu birlikteğin yukarda örneklemeye çalıştığım bazı hataların tekrarlanmamasına güç vermesi temennisiyle birlikte herkese hayırlı Ramazan ayı ve Ramazan bayramı diliyorum..
